Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bugün faiz kararını almak için Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplandı.PPK’nın Ocak 2023 toplantısının sonunda; politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 9’da sabit tutulması bekleniyordu. Karar beklentiler doğrultusunda geldi.
Merkez Bankası toplantı özetinde, “Fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar tüm araçlar kararlılıkla kullanılmaya devam edilecektir. Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmıştır.” denilerek enflasyondaki düşüş sürecine vurgu yaptı.
Toplantı özetine yansıyan konulardan birisi de büyümedeki yavaşlama eğiliminin iç talepteki karşılığının pozitifliği olmasıydı. Metinde ilgili konu “Yılın son çeyreğine dair göstergeler, zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlama eğiliminin iç talepteki görece güçlü seyirle telafi edildiğine işaret etmektedir.” şeklinde yer aldı.
Kurulun faizi sabit tutma nedenleri sıralanan toplantı özetinde, Türkiye’nin imalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerindeki etkilerinin şimdilik sınırlı düzeyde kaldığının görülmesi, istihdam artışı, turizm gelirleri ve iç tüketim talepleri sıralanarak söyle dendi:Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir.
Merkez Bankası’nın faiz kararı ile birlikte gelecek dönemin para politikasına ilişkin mesajları içeren toplantı özeti de yayınlandı.Toplantı metninde, Merkez Bankası’nın amaç ve hedefleri ortaya kondu:
Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan veriler tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri sürmektedir. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir. Ayrıca finansal piyasalar, artan durgunluk risklerine karşı faiz artışı yapan merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaya başlamıştır.
Merkez Bankası politika faizini kasım ayında 10,50’den 150 baz puan düşürerek yüzde 9’a çekmişti. Aralık ayında da bu rakamı yüzde 9’da sabit tuttuğunu açıklamıştı.