Dünya Su Günü
  • Haber Girişi: 22 Mart 2024 6:47 | Son Güncelleme: 22 Mart 2024 6:47

Dünya Su Günü

“Barış İçin Sudan Faydalanmak”
“Birleşmiş Milletler öncülüğünde her yıl farklı bir tema vurgusuyla kutlanan
Dünya Su Gününün bu yıl ki teması ‘Barış İçin Sudan Faydalanmak’ olarak
belirlendi. Su, yeryüzünde yaşayan insanların kendi yaşamları için olduğu kadar gelecek
neslin yaşamları için de koruması gereken kıt bir kaynaktır. Suyun gelecek nesillere
zarar görmeden aktarılması hem bir gereklilik hem de gelecek nesillerin temel
hakkıdır. Bu yüzden su kaynaklarının geliştirilmesinde temel yaklaşım çevresel,
sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik olmalıdır.
Çağımızın en önemli problemleri arasında yer alan iklim değişikliği, yaşamın her
alanında olumsuz etkilere sahiptir. İklim değişikliğinden şüphesiz ki en çok tarım
sektörü etkileniyor. Küresel ısınma kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle 2050 yılında tahıl fiyatlarında yüzde 29’a varan oranda artış yaşanmasının muhtemel olduğu ve bu durumda dünya  üzerindeki milyonlarca kişinin daha açlık riskiyle karşı karşıya kalacağı tahmin
ediliyor. Dünyada açlıkla mücadele devam ederken, iklim değişikliği nedeniyle
tarımsal üretimde yaşanabilecek kayıplar daha da önemli hale geliyor.”
“2050 yılına kadar tarım için suya olan talebin yüzde 35 artması
bekleniyor”

“Dünya nüfusu her yıl ortalama yüzde 1,1 oranında artıyor. Bu artış hızıyla 2050
yılında dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Diğer taraftan
dünyada tarım için küresel su talebinin, 2050 yılına kadar yüzde 35 artması
bekleniyor. Artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanması ancak tarımsal verimliliğin ve
üretimin artışından geçiyor.
Son yıllarda dünya tarımsal üretimi ve ticaretinde önemli rolü olan ülkelerde
yaşanan kuraklık ve diğer afetler tarım ürünlerinde önemli kayıplara neden oldu.
Üretimi düşen ülkeler kendi ihtiyacını karşılamak adına ihracatını kısıtladı. Gelecekte
tarımsal üretimin artan nüfusa karşı yetersiz kalmasıyla dünyada artan gıda
milliyetçiliği, ülkelerarası barışı olumsuz etkileyebilir.
Hepimiz biliyoruz ki yeryüzündeki su kaynakları ve bunların potansiyelleri
sabittir. Denizden tatlı su elde etme gibi oldukça pahalı yollar düşünülmediği takdirde
var olan su kaynaklarının korunması gerekiyor.
Bir taraftan yaşadığımız iklim değişikliğinin giderek artan olumsuz etkileri, diğer
taraftan hızla çoğalan nüfus, var olan suyun iyi planlamayla en uygun şekilde
kullanılmasını zorunlu hale getiriyor.”“Ülkemiz su kısıtı ülkeler sınıfına yaklaşıyor”
“Dünyada en çok su tarımda kullanılıyor. Kullanılan tatlı suyun yüzde 72’si
tarımsal, yüzde 16’sı endüstriyel, yüzde 12’si içme ve kullanım amaçlıdır. Ülkemizde
ise 57 milyar metreküp su tüketiminin yüzde 77’si tarımsal amaçlı tüketiliyor.
Diğer taraftan ülkemiz su stresi çeken ülkeler arasında yer alıyor. Hali hazırda
kişi başı yıllık su tüketimimiz bin 313 metreküp civarındadır. 2030 yılına kadar ülke
nüfusumuzun 100 milyon olacağı tahmin edildiğinde kişi başına kullanılabilir su
miktarımızın bin 120 metreküpe düşeceği açıkça ortadadır. Bu durum ülkemizi suyu
kıt ülkeler sınıfına yaklaştırıyor. O halde su kaynaklarımızı efektif ve verimli bir
şekilde değerlendirmek, gelecek nesillere de aynı miktar ve kalitede bırakmak en
önemli görevimizdir.”
“Üretim su olmadan olmaz. Yeterli su olacak ki bu ülke üretebilsin, artan
nüfusu doyurabilsin”

“Tarımsal üretimde artışın sürdürülebilirliği; minimum kaynak ve girdi tüketimi,
düşük maliyet ve doğaya minimum zararla sağlanabilir. Bunun sağlanabilmesi için
modern üretim teknolojilerine geçilmesi ve uygun araçların kullanılması gerekiyor.
Ülke olarak bizlerde modern uygulamaların faydalarından yararlanmak ve suyumuzu
kontrollü tüketmek için var gücümüzü kullanmalıyız.
2023 yılı sonu itibarıyla ülkemizde ekonomik olarak sulanabilir 8 buçuk milyon
hektar tarım arazisinin brüt 7,1 milyon hektarı sulamaya açıldı. Tarımsal üretimde
suyun gücünü en üst seviyede kullanabilmek için, kalan 1,4 milyon hektar alanın da
bir an önce sulamaya açılması gerekiyor.”
“Çiftçilerimizin modern sulama sistemlerini kullanmaları teşvik edilmeli,
hibe ve krediler artırılmalıdır”

“İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için mevcut durumda yüzde 68 olan
sulama oranının ve yüzde 51 olan sulama randımanının artırılması önemlidir. Bunun
yanı sıra yer altı barajlarının sayısının artırılması, sulama projelerinin biran önce
tamamlanması, modern sulama sitemlerinde teşvik ve kredilerin artırılması, kuraklığa
dayanıklı kültür bitkileri tarımı teşvik edilmesi gibi hususlar olabildiğince en kısa
zamanda hayata geçirilmelidir.
İklim değişikliğine adaptasyon için ise farkındalığın artırılması, çiftçilerin konuyla
ilgili bilgilendirilmesi, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, konuya ilişkin plan ve
projelerin bir bütün olarak ele alınması gerekir.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Sponsorlu Bağlantılar
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM