CHP Grup Toplantısı, Maraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden yurttaşlar için saygı duruşu ile başladı.“15 dakika konuşup sessiz bir şekilde grup toplantısını bitireceğiz.” diye sözlerine başlayan Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında sert sözler kullandı.
Ne kendisi ile ne sarayı ile ne de çeteleriyle hizalanacağım. Ne siyaset üstüne ne siyaset altına ne ölümüne ne dirimine ne de milleti için var olmayan bir devlet yapısıyla hizalanacağım. Milleti için evlatları için var olmayan bir yapıyı yüceltmeyeceğim. Asla ve asla yüceltmeyeceğim. Dayanışacaksam da milletim ile dayanışacağım.
Her acıdan ders çıkarmak insanların temel görevlerinden birisidir. Her acıdan ders çıkarmalıyız. Aynı acıları yaşamamak, önlem almak aklın gereğidir. Dün akşam iki deprem meydana geldi. Hayatını kaybedenler var. Yarın bölgeye gideceğim. Yaşadığımız büyük felaketin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Milletimizin tekrar başı sağ olsun. Çok fazla kaybımız var. Bugün yapacağım konuşma için uzun uzun düşündüm. Kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı açıklamalar şu şekilde:
Büyük bir felaket yaşıyoruz. Haberi aldığımda önce dehşete düştüm. Sonra en iyisi hemen depremin olduğu bölgeye gitmek aklıma geldi. Belediye başkanlarımıza ‘kalkın, gidiyoruz’ dedim, gittik. Gördüklerim nasıl anlatılır bilmiyorum. Gördüğümüz gerçek olamayacak kadar kabustu. Kadim şehirlerimizde ölümden başka hiçbir şey yoktu. İnsanlar isimleri haykırıyorlardı sokaklarda. Herkes birbirinin adını söyleyemeye çalışıyordu. Düşündüm, bu ülkede her şeyi bölüştüler, acılar hariç! Yarın torunlarım büyüyecek, soracaklar bana, ‘Dede en zor zamanlarda sen neredeydin?’ Düşünmeye başladım, içimde bir şey koptu. Anladım ki artık ben eski ben olamayacağım.
Bizim bir iktidarı değiştirmekten çok daha derin meselelerimiz var. Değişim bir iktidarı değiştirmekten büyük olmalı. Zihniyeti değiştirmemiz lazım. Zihniyet değişmedikçe bu sorunlarla hep karşılaşacağız. Değerlerimizi yeni baştan örmemiz lazım. Zihniyet değişmedikçe bu sorunlarla karşılaşacağız. Bu ülkeyi enkaz altında bırakan düşünce şeklini kökünden kurutmamız lazım. Elbette önce bu düzeni suçlayacağız. Çünkü bu düzeni onlar getirdi. Ama biraz da iğneyi kendimize batırmalıyız. Siyasete girenler kısa sürede zenginleşiyor.
Defterler tutuyorlarmış. Zıvanadan çıktılar. Çıkarlar tabii, çünkü onlar bambaşka bir evrende yaşıyorlar. Velhasıl değişmemiz lazım. Sistemi, yani düzenin çalışma şeklini kökünden değiştirmemiz lazım. Siyasetin yapılma şeklini değiştirmemiz lazım. Davranışlarla değerlerimizi yakınlaştırmamız lazım. Değişime bu vahşi neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız. Halkı ilgilendiren her alana sirayet edecek değişim. Şafak söktüğünde evsiz barksız kalanlar yuvalarını yeniden bulacak. Depremler hep olacak. Ama devlet artık depremler karşısında aciz kalmayacak. Bu kabus bir daha yaşanmasın. Haramdan, düzensizlikten, yalandan, riyadan siyaset elini çekecek.
Kayırma bitecek, suistimal bitecek, açgözlülük, rant bitecek. Her birimiz elimizi taşın altına koyacağız. Önce inanacağız. Birbirimize inanacağız. Adaleti getireceğimize inanacağız, daha iyisini hak ettiğimize inanacağız. Deprem gecesinden beri dayanışma içinde olan onurlu halkımız için inanmak zorundayız. Halkımız için bu ülkeyi yeniden kuracağız. Kural koyacağız, asla çiğnetmeyeceğiz. Artık imar aflarını ağzımıza almayacağız. Kurumlar inşa edeceğiz, tek adamlar asla bu coğrafyada asla olmayacak. Bu düzeni mutlaka değiştireceğiz.